ELEGİYA (ÖZLEM)
Şiir - Salican Cigitov.
Müzik - Tügölbay Kazakov.
Aran boran esen güz gecesinde,
Uykusuz kıvranıyorum yad ellerde,
Kavakları salınır şuğultuyla
Pencereden görünen ulu dağ eteğinde.
Yaprakları ahenk içinde dalgalanır,
Aralıksız hüzünlü nağmeler döker,
Vuv vuv diyerek derin uykudan alır,
Vuv vuv ederek gönülleri sızlatır.
Esme kavağım, esmeyin kavaklarım,
Esersen her an aklıma gelir benim,
Mazinin o acı, sitemli hatıraları,
Ömrümün pişmanlık dolu sayfaları,
Esme kavağım, esmeyin kavaklarım,
Esersen her an aklıma gelir benim.
Dağ koynuna sığınmış kışlağımda,
Balçıktan evleri, ovanın ortasında,
Başlar salınmaya bin nazlı kavak,
Babamın diktiği gençlik çağında.
Hey işte, ben mutlu bir çocuğum,
Oyun oynaş, kelebektir kovaladığım,
Uyuduğumun farkına bile varmazdım,
Dinlerken hışırtısın(ı) kavakların,
Korkularımı ninniyle mırıldandığın(ı).
Esme kavağım, esmeyin kavaklarım,
Esersen her an aklıma gelir benim.
Küçüklükten beri bir can büyümüşüz,
Canım ağabeyimle kucak kucağa,
Uyuyup serilsek kavaklar uyandırırdı,
Esen yel ile kolkola dans edip,
Yemyeşil elbisesini havaya savurup.
Esme kavağım, esmeyin kavaklarım,
Esersen her an aklıma gelir benim.
Annem öldü, ardından babam hasta,
Çaresiz illetten hayatını kaybetti,
O zaman da kavaklar hışırdamış,
Vedalaşır gibi hüzünle salınmış,
Ağıtlar yakar gibi başını eğmiş.
Esme kavağım, esmeyin kavaklarım,
Esersen her an aklıma gelir benim.
Ömür geçiyor, son sürat, ardına bakmadan
Hayat bitiyor, eriyor kar gibi zaman.
Canlarım sizlerse uyuyorsunuz,
İnleyen kavağın nağmesin duymadan.
Şüphesiz olacak elbet ölümüm,
Hangi gün biteceği ömrümün,
Aldırmadan yaşıyorum canlarım,
Kavağın hüznünü duyup sizler için.
Esme kavağım, esmeyin kavaklarım
Esersen her an aklıma gelir benim.
Estiğinde ben ağlamak isterim.
1968-1978
(Kırgızca'dan Türkçe'ye Çeviren: Ahmet Güngör)