Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Safran ve beraberindeki Heyet, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’ni (KTMÜ) ziyaret etti.
Prof. Dr. Mustafa Safran’a eşlik eden Heyette Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Yusuf Büyük, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Burcu Eyisoy Dalkıran, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Binnur Uzun, Talim Terbiye Kurul Üyesi Toper Akbaba, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Eğitim Uzmanı Ender Ereskici bulundu.
Üniversitenin Sosyal Tesisler Senato Salonu’nda 13 Mart 2019’da düzenlenen toplantıda Bakan Yardımcısı ve Heyetinin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Bişkek Büyükelçisi Cengiz Kamil Fırat ve eşi Vasiliki Fırat, Büyükelçilik Müşavirleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bişkek Temsilcisi Atınç Keskin, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı TİKA Bişkek Program Koordinatörü Ali Muslu KTMÜ Senato Üyeleri ile bir araya geldi.
Üniversitenin tanıtım filminin ve Göçebe Oyunları’ndan kesitlerin gösterildiği filmin gösteriminin ardından Rektör Prof. Dr. Sebahattin Balcı Üniversite ile ilgili bilgi sundu. Prof. Dr. Sebahattin Balcı sunumunda kurum kültürü; akademik ve idari yapı ve birimler; eğitim programları; akademik personel ve öğrenci profili; mezunların istihdam durumu; fiziki, teknik ve teknolojik altyapı; bilimsel başarılar; sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetler; Üniversitenin son 9 yıldaki gelişim grafiği ve Türk dünyasının önde gelen bir yükseköğretim kurumu haline gelme seyriyle ilgili bilgi verdi.
Manas Üniversitesi’nin aldığı mesafe Türkiye’nin gücünü gösteriyor
Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Safran, “Ben zaman zaman buraya geldim. İlgileniyoruz; Rektör Hocamızla da iletişimimiz vardır. Yükseköğretim Kurulu’nda çalıştığım için burayı yakın mercek altında takip etme imkânımız oldu. Şunu belirtmek isterim: Üniversitenin 23 yılda aldığı mesafe Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü gösteren bir gelişimdir. Türkiye’de bir üniversitenin kültürünün oturması için en az 40 yıl gerekmektedir. Ancak bu Üniversite 23 yılda gerçekten çok büyük mesafe kat etti. Üniversitenin Science Citation Index yayınlarına, Web of Science’taki performansına bakıldığı zaman Türkiye’deki birçok üniversiteden çok daha önde olduğu da görülüyor. Bu anlamda da bir gurur kaynağıdır. Böyle bir müessesenin ülke dışında ülkemizi temsil ediyor olması ayrıca bir gurur vesilesidir.” dedi.
Bu mucizeyi gerçekleştirenlere teşekkür
Prof. Dr. Mustafa Safran, “Bu anlamda geçmişte Üniversitenin kuruluşunda katkıda bulunan rektör hocaların ve öğretim üyelerinin bir kısmını tanıyorum. Gerçekten o günden bugüne kadar bu mesafenin alınmasını sağlayan tüm öğretim üyelerine, tüm Rektörlere, Sayın Sebahattin Hoca’ma, -Düşünebiliyor musunuz? Kırgızistan’da Türkiye bir Üniversite açacak ve bu Orta Asya coğrafyasında, Türk Cumhuriyetleri içerisinde belli kriterleri aşarak çok iyi bir konuma gelecek…- bu mucizenin gerçekleştirilmesinde katkısı olan tüm denetleme kurulu üyelerine, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı adına teşekkür ediyorum. Büyük ülke olmanın ve büyük Devlet olmanın ölçülerinden birisi de aslında bunlar. Ülke sınırları dışında yüzümüzü gösterebildiğimiz ölçüde saygın, etkili ve de gerçekten standartları yüksek bir şekilde bunu başarabiliyor olmamız bizim için büyük bir gurur kaynağıdır. Böyle başarılar, olağanüstü çabalar, fedakârlık, işi benimsemeyi gerektiriyor. İyi bir yönetim anlayışını gerektiriyor. Bu anlamda biz her zaman için gurur duyuyoruz. Fakat şu da var ki Türkiye Cumhuriyeti de bütün bunları gördükten sonra her türlü desteği veriyor. Gerçekten bunlarla insan gurur duyuyor.” diye konuştu.
Bişkek’in değişen çehresine katkı
Prof. Dr. Mustafa Safran, “Ben buraya bir akademik faaliyet için gelmiştim. O günden bugüne Bişkek de çehre değiştirmiş. Demek ki üniversiteler, şehir bir sosyalleşmeye doğru gidiyor. Bunda üniversitelerin, yükseköğretimin ve eğitimin katkısı olduğuna inanıyorum. Dolaylı olarak aslıda Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu şekliyle buraya sosyal anlamda da gelişim anlamında da bir katkıda bulunuyor. Zaten üniversitelerin ülkedeki en önemli ögelerinden biri de bulundukları bölgelerde sosyalleşmeyi daha da kısa sürede gerçekleştirmeye yönelik çabaları göstermektir. O anlamda da Üniversitemizin Kırgızistan’ın kendisine de çok faydalı olduğunu düşünüyorum.” sözlerini söyledi.
Kırgızistan’la ilgili her talep hemen karşılanıyor
Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Safran, “Şundan emin olabilirsiniz ki Kırgızistan ile ilgili bir talep olduğunda hemen imzalayıp gönderiyoruz. Yurt dışında her şekilde bize düşen işlerin hiçbiri beklemiyor. Bu anlamda gerçekten elimizden geleni yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Bu şekilde buranın çok daha kaliteli, çok daha ileri düzeyde, çok daha açık farkla birinci olabilmesi için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Burada Türkiye’deki birçok üniversiteden çok daha zengin kadronuz var. Bu anlamda gerçekten Üniversitenin gelişmesinde katkısı bulunan Türkiye’den gelip de burada fedakârca öğretim üyeliği yapan, idarecilik yapan arkadaşların hepsine şahsım, Bakanlık, Bakan’ım ve ekibim adına tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Allah size sağlık, sıhhat versin. Çabalarınızı, gayretlerinizi eksik etmeyiniz. Hep beraber içeride, dışarıda eğitim düzeyimizi kalkındırmak ve hep beraber elimizden geleni yapmak için bu yola baş koyduk. İnşallah muvaffak oluruz. Sizlerin de muvaffak olmanızı diliyorum. Hepinize en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum.” dedi.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Anvarbek Mokeyev ise “Başlangıçta Üniversitemizin misyonu iki ülkenin arasındaki ‘altın köprü’ olarak belirlendi. Biz bunu elimizden geldiğince yerine getirmeye, böyle devam etmeye çalıştık ve çalışıyoruz. Umarım Üniversitemiz bundan sonra da iki kardeş ülkenin, iki kardeş halkın arasında daha da iyi bir altın köprü olarak kalacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin verdiği destekler ve bu Üniversitenin kurulmuş olması, Kırgızistan ve Kırgızlar için çok önemlidir. O dönemlerde yeniden ayağa kalkmaya çalışan genç bir kardeş Devlete Türkiye elini uzatarak KTMÜ’yü kurdu. Üniversitenin kuruluşunun da doğru olduğuna inanıyorum; çünkü burası gerçekten Türk uygarlığının bir beşiğidir. Büyük İpek Yolu’nun üzerindeki bu tarihi bölge, efsanevi Oğuz Han’ın ülkesi sayılır. Gerçekten de ilk Türk devletlerinin beşiği olarak kabul edilir. Burası gerçekten tarihi ve kültürel mirasın hazinesidir. O yüzden Manas Üniversitesi’nin burada kurulmuş olması çok isabetli bir karardır. Bundan sonra da Üniversitemizin misyonu ve vizyonunu çerçevesinde çalışarak Üniversitenin hedeflerini yerine getirmeye, saygınlığını daha da yukarıya çekmeye devam edeceğiz.” ifadesinde bulundu.
Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından hazırlanan konser programının eşliğinde yenilen akşam yemeğinin ardından ziyaret sona erdi.