Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nde “18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü” programı düzenlendi.
Orta Asya Araştırmaları Merkezi‘nin (ORASAM) hazırladığı 17 Mart 2023’te Rektörlük Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen Program, şehitler için saygı duruşu ve milli marşların okunmasıyla başladı.
Çanakkale Zaferi ile ilgili filmin gösteriminin ardından ORASAM Başkanı Prof. Dr. Nasuh Uslu, “Çanakkale Zaferi’nin Anlam ve Önemi” başlıklı konuşma yaptı.
Prof. Dr. Nasuh Uslu, “Çanakkale Savaşları da büyük ölçüde Türk-Avrupalı ve Müslüman-Hristiyan tarihsel rekabeti bağlamında değerlendirilmesi gereken savaşlardır. Çanakkale Savaşları, Avrupalı devletlerin Türk unsuruna en önemli darbe vurmaya çalışmaları bağlamında gerçekleşen savaşlardır. Kimliğini Türk ve Müslüman karşıtı olma çerçevesinde şekillendiren Avrupalı devletler, tarihsel kayıplarını tersine çevirme çabası içine girerken Türkler de varlıklarının en ileri düzeyde tehdit edildiğinin bilincinde olarak bir ölüm kalım savaşı verme şuuruyla kendilerini savunmaya çalışmışlardır. Bu bağlamda Çanakkale Savaşları, Türkler’in varlıklarını ve kimliklerini kaybetmemek için her türlü çabayı ve fedakarlığı ortaya koydukları savaşlar olmuştur.” dedi.
Prof. Dr. Uslu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İtilaf Devletleri’nin I. Dünya Savaşı sonrasında dayattıkları Yunan işgalini ve Sevr Antlaşması’nı bertaraf etmek için Kurtuluş Savaşı verilebilmişse ve sonrasında Türk devleti bütün sıkıntılara, krizlere ve tehditlere rağmen günümüze kadar varlığını devam ettirmişse, bu, büyük ölçüde Çanakkale’de ortaya çıkan ruh sayesinde olmuştur. Çanakkale’de verilen mücadelenin Türk varlığının ve kimliğinin güçlendirilerek devam ettirilmesinde büyük rolü vardır. ‘Çanakkale geçilmez!’ ifadesinde yansımasını bulan direniş ruhu, Türk halklarının büyük tehditler ve sorunlar karşısında birlikte hareket etme kararlılığının temelini oluşturmaktadır.”
Nasuh Uslu, “Ne ilginçtir ki Çanakkale Savaşları, Türkleri yok etme projesinin bir parçası olarak savaşa katılan Avusturyalılar ve Yeni Zelandalılar açısından da kimlik oluşturma sürecinin bir parçası olmuştur. Emperyalist, güçlü devletler grubunun bir parçası değil, toprağı parçalanacak ikinci sınıf bir devlet olarak görülen Osmanlı Devleti’nin, Çanakkale Savaşları’nda kısıtlı imkânlarına rağmen İtilaf Devletleri’nin modern savaş gücünü yenilgiye uğratması önemli bir askeri zaferdir. Savaş öncesi dönemde içine düştüğü ekonomik, askeri ve siyasi bunalımlar nedeniyle Batılı büyük devletlerin yarı-sömürgesi haline gelmiş olan Osmanlı Devleti’nin elde ettiği bu zafer, Türk halkının sonraki dönemde Batılı güçlerin karşısına cesaretle çıkmasında önemli rol oynamıştır. Zaferle hasta adam imajı kırılmış, Türklük gururu güçlendirilmiş ve Türkler’in dünya sahnesinde etkili olabilecek önemli halklar arasında yer aldığı gösterilmiştir. Diğer taraftan emperyalist çıkarların bir savaşı olan Birinci Dünya Savaşı’nda emperyalist devletlerin yediği bu darbe, onların hegemonyasını ve milli gururlarını kırmış ve sömürge halklarının ileride gerçekleştirecekleri bağımsızlık mücadeleleri için cesaret verici bir örnek oluşturmuştur. Çanakkale Savaşı ile Avrupalılar’ın Türkleri Avrupa’dan ve Avrupa’ya yakın bölgelerden atma ve onları tarih sahnesinden silme planları da önemli bir darbe almış, Türkler’in kolay kolay sindirilemeyecek ve yenilgiye uğratılmayacak halklar olduğu görülmüştür. Çanakkale zaferinden etkilenen Kurtuluş Savaşı ruhu da aynı gerçeği perçinlemiş ve Türkler’in bağımsız devletler ve halklar arasında seçkin bir yere sahip olmasını sağlamıştır." diye konuştu.
Programın ardından Rektörlük tarafından mensuplara ve öğrencilere Sosyal Tesisler’de Çanakkale Menüsü’nden oluşan öğle yemeği ikram edildi.